Zeynep Sude Yavuz
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

KURTLAR SOFRASININ YENİ YÜZÜ: SOSYAL MEDYA SOFRASI

KURTLAR SOFRASININ YENİ YÜZÜ: SOSYAL MEDYA SOFRASI
A- A+ Paylaş
Reklam

İnsanlar son zamanlarda artık ipin ucunu kaçırmış, bilinçsizce sosyal medyayı tüketiyor. Bazı sosyal medya uygulamaları öyle bağımlılık yapıyor ki insan uygulamada geçirdiği uzun saatleri ancak çıkarken fark ediyor. Son zamanlarda bazı sosyal medya içerik üreticileri yalnızca para kazanmak için kendi karakterinden vazgeçiyor, özgün olamıyor, kültürel değerlerini yıkıyor ve en kötüsüyse yeni nesile kötü örnek oluyor.

Nereden nereye

Sosyal medyanın yaygınlaşmaya başladığı zaman haklı bir rekabet vardı. Çünkü sürekli yeni içerikler üretiliyordu ve insanlar neredeyse her gün yeni bir ürünle karşılaşıyordu. Ama şimdi öyle değil. Aynı içerikleri farklı kullanıcılardan görüyoruz. Farklılık yaratanlar da var elbette, onlara sözümüz yok. Ama uygulama hangisi olursa olsun ,önemli olan sosyal medyayı doğru kullanmak. Bizlere düşen görevse içerikleri doğru tüketmek. Hangi gönderide, hangi videoda, hangi reklamda neler anlatılmak istendiğini iyi çözmek gerek. Aslında ağırlıklı olarak bahsetmek istediğim sosyal medya uygulaması: “İnstagram”. 

 

“En büyük hazinem kitaplarım derim!” adlı yazımda da bahsetmiştim, “Kaydırma Hastalığı”ndan . Artık öyle bir konuma geldik ki “reels” dediğimiz içeriklerin çoğu 3-5 saniyede tüketiliyor. Sosyal medyada işini çok iyi yürüten, bilgi sağlayan, yenilik gösteren ve cidden uygulamayı doğru amaçla kullanan içerik üreticileri var ama kaydırma hastalığı ile bu üreticilerin ürünleri de kaydırılanlar arasında kalıyor. Geçtiğimiz günlerde uykumun kaçtığı bir gece yarısı, 01.00’da girdiğim İnstagram’dan 03.00’da zor çıktığımı fark ettim. Dijital zehirlenme yaşadığımı sonradan anlayabildim.İnsan kaydırırken bazı şeylerin farkına varamıyor. Kaybettiğim zaman için çok üzüldüm. Bir de bunu tüm gün yaptığınızı düşünün. Derin bir çukur bu. Giren ya çıkamıyor ya da benim gibi çok zor çıkıyor işte.

 

Herkes Barbie olmalı!

Değinmeden edemeyeceğim bir konu daha var. Demiştim zamanında, “haklı rekabet var” diye. Çünkü rekabet edilmesi gerekilen birbirinden farklı ürün fikirleri vardı. Ama şimdi haksız rekabet var. Teknoloji geliştikçe sosyal medyanın biz insanlara dayattığı saçma ve anlamsız şeyler ortaya çıkmaya başladı. En kötülerinden birisi güzellik algısı. Birisi bir akım çıkarıyor. Kadınlar ve erkekler üzerine güzellik algısı yaratıyor. Bu ürün popülerleşiyor. (BEN ÜRÜN DİYORUM BANA GÖRE GÜZELLİK ALGISI YARATMAK TREND DEĞİL ÜRÜN ORTAYA KOYMAKTIR.) Sonrasında genç kardeşlerimiz o algıya göre şekillenmeye çalışıyor. Mesela bir dönem İnstagram’da popüler olan badem göz makyajı, her kızın makyajı olmuştu. Estetik olmak popülerleşti, estetisyenler bayram etti. Bence bu tarz olaylar yeri ve zamanı geldiğinde olmalı ,sadece birisi bir akım çıkardı diye kimse burnundan vaz geçmemeli. Her erkeğin kaslı olmaması gerektiği gibi her kadının da dudakları büyük olmamalı. “Ama böyle beğeniliyor” diyor çoğu. Ya bırakın dudağınız küçük, kasınız yok diye sizi beğenmeyen beğenmesin. Her insan özeldir. Güzellik kriterlerinizi sosyal medyaya göre ayarlamayın. Özgün olun. Zaten bugün uzun boy meşhursa diğer ay kısa boy meşhur olur… E ne olacak? Sırf sosyal medyada algı böyle diye boyunu mu kestireceksin? Okurken bile ne kadar saçma geliyor değil mi? Ama acı gerçek bu işte. İnsanların kendi karakterlerinden, aile yapısından, kültüründen vazgeçip de sırf popülerite için, para için çıkardığı akımlara siz uymayın. Sosyal medyada para kazanılabilir ama masum insanların haklarına girerek, onları özgüvensiz bırakarak, kendilerinden soğutarak kazanılan paranın hayırlı olacağını sanmıyorum. Bu zehrin panzehri var fakat biri size o panzehri vermeyebilir. Buna her zaman dikkat etmek gerek.

Hiçbir zaman tatmin olmayacaksın!

Sosyal medyada artık o kadar çabuk gündem değişiyor ki sürekli yeni bir akım meydana çıkıyor. Sürekli yeni bir algı oluşuyor. Sende bu akımlara uyum sağlamaya çalışırsan ve başaramazsan sürekli memnuniyetsiz olacaksın, yetersiz hissedeceksin. Kendine güvenin azalacak ve bir süre sonra ayak uyduramadığın için dışlanmış hissedeceksin.

 

Rica ediyorum… Kanmayın. Sosyal medyanın size sunduğu yemekleri yeteri kadar tüketin. Her şeyde olduğu gibi sosyal medyanın da fazlası zarar. “Sen her halinle güzelsin” diye kalıplaşmış bir cümle var, buraya da alalım: 

Sosyal medya ne isterse istesin… “Sen her halinle güzelsin”

 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

1 yorum yapılmış

  • Serkan Bolat (6 ay önce)
    sosyal medyanın küçük çocukları ne duruma getirdiğini bakarak bile anlayabiliriz. ailelerin çocukların ağzını kapatması için verilen telefonun. çocuklar için ne kadar tehlikeli olduğu açık bir şekilde belli. -bazı sosyal medya içerik üreticileri yalnızca para kazanmak için kendi karakterinden vazgeçiyor, özgün olamıyor, kültürel değerlerini yıkıyor ve en kötüsüyse yeni nesile kötü örnek oluyor.- yani o yüzden gençlerimize ve çocuklarımıza iyi bir örnek olmalıyız diyorum.
    0
    0
    Yanıtla

Zeynep Sude Yavuz yazıları

Çok okunanlar
Reklam
sanalbasin.com üyesidir