Tanju Özcan yaptığı açıklamada, "Biz burada 5 yıl boyunca bu işi düzgün bir şekidle yaptık. İnsanları ayırmadık. Partililerine göre ayırmadık. Objektif şekilde yönettiğimiz kurumun bir kamu kurumu olduğunu hatırlayarak insanlara eşit hizmet sunduk. İsraf etmedik. İsteyerek kimsenin hakkını yemedik. Esnafımızla uğraşmadık. Kamunun gücünü bazılarına karşı sopa gibi kullanmadık. Benim göreve geldiğim zaman insanlar belediye binasına gelmeye korkuyorlardı. Bazı birimlere parmak izi ile girilebiliyordu. Biz gerek imar uygulamalarında gerekse genel uygulamalarda kim olduğuna bakmadık. Haklı mı? doğru mu? buna baktık. Kayıp kaçık gelirler vardı. Milyonlarca lira. Bunlara göz yumuyordu eski yönetim. Biz kimsenin gözünün yaşına bakmadan, belediyenin suyunu çalana gerekli cezayı verdik. Ahmet ağa, Mehmet bey. Hiç fark etmez. Adil bir şekilde yönettik. İnsanlar artık belediyeye korkmadan geliyorlar. Burada çalışma barışını sağladık. Şuan da en yüksek ücretlerden bir tanesini Bolu Belediyesi veriyor. Gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Ben haftanın 7 günü çalıştım. Çok az şehir dışı çalıştım. 2 kere yurt dışına çıktım. Alaaddin Bey son 5 yılının 112 gününü yurt dışında geçirmiş. Ama biz mümkün olduğu kadar Bolu’nun her sorunu ile ilgilendik. Belediyenin işleri dışında neredeyse hiç şehir dışına çıkmadım. Pazar günleri dahi buradayım.
SOSYAL PROJELERİMİZİN TAMAMINI GERÇEKLEŞTİRDİK
Özcan Bolu Belediyesi'nin son 5 yılını değerlendirerek, özellikle sosyal projelerin hepsini hayata geçirdiklerini söyledi. Özcan, "Sosyal projelerin tamamı yerine geldi. Teknik projelerde eksiklerimiz var. Stadyum ve Büyüksu’nun olduğu yerdeki büyük park. Parkla ilgili ihaleye iki kez çıktık ancak olmadı. Müteahhitler Güneydoğu tarafına gitti ondan dolayı katılım olmadığı için yapamadık. Stadyumla ilgili kararlarımızı ortaya koyduk. Projemizi hazırladık. Belediye Meclis kararına sunduk. Gönderdik. Ancak özellikle eski milletvekili Arzu hanımın bu konuda yoğun uğraşları oldu. Bunu engelleme noktasında maalesef başarılı oldu. Keşke olmasaydı. Ama biz vaad etmediğimiz birçok şeyi hayata geçirdik. Bolu’ya dışarıdan gelen herkes şunu söylüyor; “Bolu Avrupa kenti gibi olmuş” Yeşil alanlar arttı. Şehir aydınlatmaları, görseller tamamlandı. Bolu trafik sorunu olmayan şehirlerden biri oldu. Işıkları kaldırdık. Trafik kazaları yüzde 50 azaldı. Trafik hiç durmuyor. Ve yavaşladı. 3 belediye başkanın hayali olan kanalı kapatma projesini hayata geçirdik. Bu çok önemli bir şeydi. “Yapamazsın” diyorlardı. Yaptık. Burası 146 yıllık bir belediye. 146 yıl boyunca yapılmış olan toplam 140 park vardı. Biz bunun üzerine 60 dan fazla yeni park ilave ettik. Atatürk Orman Parkı ve Karaçayır Orman Parkı başta olmak üzere 20 tane eski parkı revize ettik. 2 tane fabrika kazandırdık. Kompost ve konserve fabrikası olmak üzere. Üretime teşvik ettik. Normal belediyelerin klasik uygulamaları dışında biz daha çok halka dokunan istihdam ve üretime teşvik eden çözüm önerileri ile halkın karşısına çıktık. Zor bir süreçti. Geldiğimizde ekonomik kriz vardı Türkiye’de. Geldiğimizdeki dolar kuruyla gelirimiz 45 milyon dolardı. Borcumuz 461 milyon dolardı. O zamanki kurla 82 milyon dolara tekabül ediyor. 45 milyon dolar gelir 82 milyon dolar borç. Gelinen noktada bu kadar kur artmasına rağmen, kaçakları bularak, israfları önleyerek geliri 57 milyon dolara yükselttik. Kamuda tekiz. Özelde de çok fazla firma bizimle yarışamaz. 57 milyon dolar gelir, borç ise 12 milyon dolara düştü. Ekonomik olarak bu belediyeyi rahatlattık ama kovid denen bir bela girdi. Kimsenin hesabını yapamadığı. Zor günlerdi. Kovidten alnımızın akı ile çıktık. Birçok belediye dağıtacak maske bulamadı. Bizim hiç sıkıntımız olmadı. Gıda kolisi isteyen herkese ulaştık. Kovid sonrası yine bir ekonomik kriz oldu. Türkiye’nin en ağır sürecini yaşıyoruz. Ama çok şükür bu süre içerisinde belediyemize icra takibi yapılmadı. Müteahhitlere, bankalara olan borcumuz hep düzenli bir şekilde ödendi. Çalışanların maaşlarını hiç enflasyon karşısında ezdirmedik. İkramiyeler dahi gününde ödendi. Eskiden belediye çalışanları yatarak maaş alıyor anlayışı vardı. Şimdi belediyenin çalıştığını herkes görüyor. Tabi bu süreç içerisinde “Şehrimizde hiç altyapı problemi yok “ dedi eski başkan. Bir ay sonra yağan yağmurla ciddi bir altyapı problemi olduğunu öğrendik. Biz yağmurlama ve kanalizasyon olarak yaklaşık 380 kilometre yağmurlama ve ek kanalizasyon hattı yaptık. Şuan da 400 kilometreyi aştı. 412 kilometre sıcak asfalt serimi yapıldı. Bunlar hayal bile edilemeyecek rakamlardı. Çok karanlık bir şehirde yaşıyorduk. Işıl ışık bir kent oldu. Işıklandırmaları da dış çeperlere doğru yayacağız. Şehir ancak bu şekilde şehir olduğunu anlar. Sosyal yardımlar konusunda “Hiç kimse yatağa aç girmeyecek” demiştik. Bolu’da şuan kimse yatağa aç girmiyor. Biz ulaşıyoruz o insanların ihtiyaçlarını gideriyoruz. Şehirde çok fazla dilenci kalmadı. Zaman zaman şehir dışından gelenler oluyor. Sığınmacılar meselesi vardı. Göreve geldiğimizde yaklaşık 19 bin sığınmacı vardı. Düzce’de kayıtlı sığınmacı 12 bindi. Şuan da Düzce’de önlem alınmadığı için 40 binin üzerinde geçici sığınmacı var. Bolu’da da yüzde 79’u gitti. Türkiye’de tek il bu. İş yeri açmalarına müsaade etmedik. Tabela açmalarına müsaade etmedik. Başka yerden yardım alırken bir de belediyeden yardım almalarına müsaade etmedik. Bunun sonucunda önemli bir kısmı Bolu’dan ayrıldı. Kaynaklarımızı vatandaşımıza doğrudan gönderebiliyoruz. Ayrıca şehir daha güvenli hale geldi. Bolu şuan Türkiye’nin en güvenli şehri oldu. Emniyet güçlerimizin aldığı önlemlerde buna katkı sağladı" şeklinde konuştu.
